16 Haziran 2008 Pazartesi

Yahudi Büyükanıt ve Ağlayan Başbuğ Tezgahı !

II. Tezgah

Türkiye artık her komuta kademesi değişiminde bir dedikodu ve yıpratma furyası yaşamakta.

Şuanda Genelkurmay Başkanlığı yürüten Yaşar Büyükanıt’ın Kara Kuvvetleri Komutanlığı döneminde tüm medyaya Yaşar Büyükanıt’ın Yahudi asıllı Sabetayist olduğu servisi yapılmış. Dedesinin mezarının İsrail’de olduğu ve yakın zamanda İsrail makamlarınca onarıldığı vurgulanmıştı.

Fakat bunun bile başarıya ulaşamayacağını anlayan bazı kesimler, Bölücü Terör Örgüttü ile diyalog içerisine girerek Şemdinli Olaylarını tetiklemişlerdi. Hatta Yaşar Büyükanıt’tı da direkt davanın konusu haline getirmeye çalışmışlardı. Bunun ile Büyükanıt çeteci ve derin devlet olarak gösterilmeye çalışılmıştı.

Olayın düzmece olduğu ve Ali Kaya isimli TSK personeli ve beraberindekiler kullanılarak Yaşar Büyükanıt’ın yıpratılmaya çalışıldığı yanlışlar ile dolu iddianamedende anlaşılmaktaydı. Dahasında Ali Kaya üzerinden Büyükanıt’ta ulaşmak, vakti zamanında Ali Kaya’nın Büyükanıt emrinde Diyarbakır’da görev yapmış olması sebebiyle çok kolaydı.

Ama iddianamenin içerisinde düzeltilemeyen yanlışlar ve ifadelerdeki çarpıklıklar ve savcının yetkisini fazlası ile aşması Van C. Savcısı Ferhat Kızılkaya’nın görevden alınmasına sebep olmuştu.

Hatta iddanamenin bir bölümündeki kopukluk ve gözden kaçan hata bilinen sonucu hazırladı.

“Ben kendi imkânlarımla olay yerinden kaçıp Jandarmaya sığındım. Bizim kullandığımız ve bizim araçta bulunan iki adet el bombası MKE yapımı MOD 45 Modeli bomba tipidir. Bizim zimmetimizde ve birliğimizde Alman malı el bombaları yoktur.”

diye ifade veren Ali Kaya’nın aracının bagajından emniyet raporuna göre Alman tipi El Bombası çıkmıştı.

“09.11.2005 günü Şemdinli ilçesinde çıkan olaylarda tahrip edilen Jandarma’ya ait araçta bulunan 2 adet el bombasının MKE yapımı olmadığı, “HGR DM41 SPLİTTER COMP-B LOS FMP-134” ve MKE yapımı olmadığı ve “HGR DM41 SPLİTTER COMP-B LOS FMP-134” seri nolu olduğunun anlaşıldığı,”

Fakat gözden açıkça kaçan birşey ise olaylarda bölgede görevli askerleri değil oranın yerel haklını savunana Hakkari Milletvekili Esat Canan ifadesinde;

“Bir çanta içerisinde Makine Kimya menşeili iki adet el bombası ele geçirildi.” demekteydi.

Yani bir şekilde bir yerlerde bagajda çıkan MKE türü el bombaları saldırıda kullanılan el bombaları ile yer değiştirmişti veya değiştirtilmişti.

Şemdinli ile zafere ulaşamayan TSK karalayıcıları, Büyükanıt’ın ailesi ile uğraşmaya başladılar. Birçok kaynakta dünürlerinin Yahudi asıllı olduğu, Eşi Filiz Büyükanıt’ın harcama listeleri vs vs gibi birçok asılsız mesnetsiz iddia ile görev süresindede Büyükanıt ve Onun üzerinden TSK’nin yıpratılmasına uğraştılar.

BUGÜN GELİNEN NOKTA

Aynı gruplar şimdide Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ ile uğraşmaya başladılar. İsrail ziyaretti sırasında sıradan protokol kuralları çerçevesinde Ağlama Duvarı ziyaretini İlker Başbuğ’un Yahudi olduğu şeklinde dikte etmeye başladılar.

Peki “Ağlama Duvarı’nın” sırrı nedir ?

Türkiye devlet protokolünde nasıl “Anıtkabir Ziyareti” varsa İsrail Devlet protokolünde “Ağlama Duvarı Ziyareti” vardır.

Bu sebepten İsrail Ziyaretlerinde Ağlama Duvarı değişmez bir programı oluşturur. Bunun ziyadesinde dünyada misyonerlik faaliyetleri yürütmeyen tek semavi din olan Yahudilikte ağlama duvarının yeri Tanrı ile yakınlaşma olarak görülmektedir.

Söz konusu iddia sahiplerinin ibranice cümleler ile satmaya çalıştıkları ve “Ağlama Duvarı” Hz. Süleyman tarafından yaptırılmıştır.

Dahasında Osmanlı Devleti dahi Küdus’ü aldığında “Ağlama Duvarı” nı onarmış ve o günki onarımın izleri halen bu duvarda durmaktadır.

Kısaca denilebilirki; Bu millettin Ceddi Osmanlı olmasaymış... “Ağlama Duvarı” diye birşeyde şuanda ayakta olamazmış.

Eğer “Ağlama Duvarı” gösterildiği gibi önünde dua edilince 2 el o duvara konulunca dinden çıkılsaymış.

O zaman Osmanlı Ordugahı sefer için Küdus topraklarından geçerken Osmanlı Yeniçevirleri de Ağlama Duvarını ziyaret eder ve burada dua ederek, cenkte başarılı olmayı dilerlermiymiş.

Şimdi bunların içinde İlk Türk ordusu sonrasında da Osmanlı Ordusu ile 2000 yıllık bir gelenek ve disiplin örneği sergileyen Türk Silahlı Kuvvetleri Komutanlarından bir tanesinin 500 yıl önceki ataları Yeniçeriler gibi orada dua etmesi dahasında bunu Türkiye’yi temsil ederken resmi bir protokol çerçevesinde yapması ne kadar yanlıştır.

ORDUMUZ

Türk Silahlı Kuvvetleri belkide 2000 yıldır ilk kez bu denli yıpratılmak ve deforme edilmek istenmektedir. Dünyanın hiçbir yerinde olmadığı şekilde davul ile zurna ile askere yollanan evlatlarımız üzerinden siyaset yapılmaya çalışılmaktadır.

TSK bir gönüllü ordusudur ve bu ülkeye canını adamış herkes gönüllü olarak bu orduda görev yapmaktadır.

Ordumuzun yıpranması veya gücünün zayıflaması çok ağır tabir ile Analarımızın, Eşlerimizin ve Çocuklarımızın namuslarının Yunan’a ve binlerce düşmanımıza gün gelip peşkeş çekilmesi demektir.

Bu ülkede ordu bittiği taktirde bizleri bu ülke topraklar da 5 saat hiçbir ülke yaşatmayacaktır. İşgal edenin gözüde hepimizin ırzında ve namusunda olacaktır.

Saygılarımızla...

grandturkey.org

Belgeler;

Şemdinli İddinamesi İndir

Hiç yorum yok: